Ilgın Seymen, “Yeşil Alan”, 7x4m , Moloz üzeri yeşil boya, 2022
Tüketim alanında şekillenen yaşam tarzlarına ironik ve eleştirel bir yaklaşım sunmak Ilgın Seymen’in sanatsal pratiğinin yöntemini oluşturuyor. İnsanların yaşam kalitelerini arttırmak için kurulan sistemlerin doğal yıkıma sebep olmasıyla beraber, bu gezegende hayatta kalmak için doğaya ihtiyaç duymamız henüz içinden çıkamadığımız bir paradoks. Moloz alanı yeşile boyamak ironik olmakla beraber bu paradoksu göstermeyi hedefleyen bir eylem. Müze Gazhane’de sergileyeceği yerleştirmede de sanatçı doğal-sentetik ayrımını ve yarattığı yanılsamaları sorgulamaya açar.
Murat Fesih Avcıbaşı, “Kapı”, Değişken Boyutlar, Buluntu kapılar, 2022
İçsel ve kentsel dönüşümü kapı metaforuyla ele alan bu işte sanatçı atık, kullanılmış ve çürümeye bırakılmış kapıların değerlendirilip bir sanat nesnesine dönüşmesini amaçlıyor. Gazhane’nin tarihine ve bir kültür mekanı olarak yeniden faaliyete geçirilmesine atıfta bulunurken, aynı zamanda ileri dönüşüm ile gerçekleşebilecek gerek ekolojik gerekse de kültürel potansiyellerin altını çiziyor. Sadece bir kapının açılabilir olacağı bu yerleştirmede, ziyaretçi tüm kapıları deneyerek performatif bir sürecin de parçası olacak.
Bilal Yılmaz “Dirt”, Yazı ve Işık Yerleştirmesi, 2022
[13:06, 24.05.2022] Bilal Yılmaz: “Dirt”, sanatçının zanaat üzerine yaptığı uzun soluklu saha araştırmasının çıktılarından biri olan, kir ve emek arasındaki ilişkiye değinen, zanaatın ve el emeğinin toplumsal farkındalığı üzerine tasarlanmış bir yazı ve ışık yerleştirmesidir. Yerleştime, kir ve emek arasında estetik bir bağı kurarak el emeğinin ve zanaatın toplumsal algısına değer katmaya çalışır. Daha önce 15. İstanbul Bienali’nde sergilenen “Dirty Box” isimli çalışmasındaki anlatının bir devamı niteliğinde olan yerleştirme; kir ve emeğin toplumsal algısını sorgular ve sosyal olarak sürdürülebilir bir üretim ilişkisini tartışmaya açar.
Gamze Eskinazi&Yasemin Sayınsoy, “Güneş”, Kullanılmış cam şişelerden heykel, 2022
Güneş her sabah yeniden doğuyor. Güneşi sembolize eden bu form özellikle dünya anayı tehdit eden insan çöpleri ile ileri dönüşerek her zaman bir ümidin varolduğunu hatırlarmak üzere gerçekleştirildi.
Gülhatun Yıldırım, “Polynya”, Performans , 5 saat , 4 Haziran 2022 14:00
Büyük su birikintileri içinde öylece bekledim. Sularla birlikte yükselip ağaçlara ulaşanlar uykunun en derin yerindeydi şüphesiz. Toprak tamamen örtülü ve kemikli. Ayaklarımın altı sert, yumuşak, kaygan. Buradayım. Buradaydık. Eriyenin içinde. Birbiri içinde eriyen ve sonra başa dönen. Hiç beklenmedik. Birbirini yıkayan. Şüphesiz derin bir uyku bu. Gökten toprağa, tenimize çarpan.
Bu performans yaşam ve ölüm arasında akan berrak bir su gibidir.
Umut Sevgül, & Metehan Kayan, “Omurga”, Performans , 5 saat , 4 -5Haziran 2022
‘Bekleyişi ve unutuşu anlamak için kemiklerine bak. Omurganın diziliminden geçen göç yolları yeryüzünün kayalarına, iliklerin mağaralarına çizilmiş. Salyangozun izinden yola çık.’ Eski tarihli gazetelerin suda eritildiği, suyu süzülüp tutkal ile karıştırıldığı istasyonlardaki döngü maddenin tabiatı gereği aldığı sürede gerçekleşir. Materyalin ipin etrafına sarılmasıyla oluşturulan küreler mekana yerleştirilen tespihi oluşturur. Tekrarları birbirine bağlayanın ne olduğu sorusu yapılanma, yıkım, yeniden yapılanma ve değişim kavramları odağında araştırılır.