1980 yılında İstanbul’da doğdu. Çalışma hayatına erken yaşlarda bir serigrafi atölyesinde başladı. Atölyede yaklaşık on yıl boyunca renk, kompozisyon, tipografi, illüstrasyon ve kolaj gibi konular üzerine çalışmalar yapma fırsatı buldu. Bu süreçte sanat ve tasarım dünyasında derinlemesine bir bilgi ve deneyim kazandı. Hayal gücümü kağıda dökme becerisi ve farklı malzemelerle kolaj çalışmaları yaparak sanatsal yolculuğunu zenginleştirdi.
2005 yılından itibaren reklam dünyasına grafik tasarımcı olarak adım attı. İstanbul’da çeşitli ajanslarda sanat yönetmenliği yaparak, yaratıcılığı ve sanatı ön planda tutarak özgün projeler gerçekleştirdi. Tipografi alanında çeşitli projeler geliştirerek, yazı karakterlerinin estetik ve fonksiyonel kullanımını sağladı. Aynı zamanda moda ve kolaj konularında da çeşitli çalışmalar yaparak, farklı alanlarda kendini ifade etme şansı buldu.
Son yıllarda çalışmalarını geri dönüşüm malzemeleri kullanarak oluşturmakta. Kullanılmış kağıtlar, eski dergiler, atık materyaller ve farklı dokulardaki malzemeleri bir araya getirerek, çevresel kaygılarını sanat yoluyla ifade ediyor. Bu yaklaşım, hem malzemelerin yeniden değerlendirilmesini sağlıyor hem de çevre bilincine dikkat çekmeyi amaçlıyor.
“Yazın Parlaklığı”
Polyuera üzerine akrilik oto boyası
140×140 cm, 2024
“Bu eser zamanın döngüselliği ve çevremizle olan ilişkimizi sorgulayan bir düşünce yolculuğu olarak öne çıkıyor. Sanatçı, eserlerinde zamanın sürekli akışını, doğanın mevsimsel döngülerini ve bunların insan hayatına etkilerini inceliyor. Zamanı, sadece bir ölçü birimi olarak değil, yaşamlarımızı şekillendiren güçlü bir unsur olarak ele alıyor. Geçiciliğiyle bilinen zaman, her anında yeni bir şeyler öğretme, dönüştürme ve değiştirme potansiyeline sahip.
Sanatçının minimal estetik anlayışı, sade ama derin mesajlar barındırıyor. Kullanılan renkler ve formlar, izleyiciyi hem düşünmeye hem de kendi anlamlarını bulmaya teşvik ediyor. Her detay, izleyiciye kendi içsel yolculuğuna çıkma fırsatı sunuyor. Eserler, özellikle genç nesillere hitap ederek geleceğe dair umutlar, kaygılar ve sorumluluklarla dolu bir mesaj taşıyor.”
Geleceğin İzleri Serisi “Kurak”
Polyuera üzerine akrilik oto boyası
140×140 cm, 2024
“Eser, iklim değişikliğinin yarattığı çevresel felaketlerin gelecekte neleri kaybedebileceğimizi
gösteren bir yansımasıdır.”
Geleceğin İzleri Serisi “Yangın”
Polyuera üzerine akrilik oto boyası
140×140 cm, 2024
“Eser, doğanın yaşadığı zorlukları ve bizleri bekleyen olası senaryoları temsil ediyor. Babaotu’nun çalışmaları, geleceğin bu izlerini görüp, sürdürülebilir bir dünya için adımlar atmaya yönlendiriyor. İzleyiciyi, iklim değişikliğine duyarsız kalınması halinde karşılaşabileceğimiz tehlikelerle yüzleşmeye çağırıyor.”